EN

Gösterim Tarihleri: 11.11.2023 Cumartesi 14.00 / 20.12.2023 Çarşamba 20.00 / 16.01.2024 Salı 20.00

Yönetmen: Jean-Luc Godard
Senaryo: Jean-Luc Godard, Paul Éluard
Oyuncular: Eddie Constantine, Anna Karina, Akim Tamiroff, Howard Vernon

Fransa, İtalya / 1965 / Fransızca, İngilizce, İspanyolca / 99 dk. / Siyah Beyaz / Türkçe Altyazılı


Gizli ajan Lemmy Caution, gazeteci kılığında Alphaville’e gelir. Görevi, kayıp ajan Henri Dickson’ı bulmak, Alphaville’in yaratıcısı Profesör von Braun’u ölü veya diri ele geçirmek ve Alphaville’i kontrol eden, bilinç sahibi bilgisayar Alpha 60’ı yok etmektir. Alpha 60 özgür düşünceyi ve duyguları yasaklamış, yasaklara karşı gelenleri mantığa aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle cezalandırmaktadır. Bu zor görevi yerine getirmek için Profesörün, “sevgi” ve “vicdan” gibi sözcüklerin varlığından dahi bihaber kızı Natacha’dan yardım alan Lemmy Caution’ın bu macerasında başarılı olup olamayacağı tam anlamıyla bir bilmecedir.

Alphaville, Week End’i (1967) saymazsak yönetmenin tek bilim kurgu denemesi olmakla birlikte distopik niteliği bakımından Godard’ın, dört yönetmenin kısa filmlerinden oluşan Ro.Go.Pa.G. (1963) için çektiği ve atom bombası patlaması sonucu insanların mantıksız davranmaya başlayıp koca Paris’te bu duruma yabancı tek bir adamın kaldığı Yeni Dünya ile benzerlik gösterdiği söylenebilir. Amerikan kara film, özellikle de B filmleri tarzını gelecekteki teknokratik bir diktatörlüğe, teknolojik totalitarizmle yönetilen Alphaville’e taşıyan Godard, fütüristik dekorlar veya aksesuarlar, özel efektler kullanmaz. O dönem için hâlâ yeni olan ve kişiliksiz, hatta kâbusvari bulduğu modernist mimari yeterince distopiktir. Bahsettiği gelecek belki çoktan gelmiştir?

Burada Pauline Kael’in Çinli Kız için yazdıklarını anmakta fayda var: Godard, odağına “şu an burada olan”ı alıyor, “gelecek, şu andan daha burada”. Kael, bu geleceği yakalamaya yetişemediğimizi, Godard’ın ise çoktan o geleceğe dair film biçiminde eleştiriler, hatta belgeseller çektiğini söyler.

Lemmy Caution, Godard’ın yarattığı özgün bir karakter değil, İngiliz suç romanı yazarı Peter Cheyney’nin 1936 ila 1946’da basılan romanlarının başkahramanı ve 1952’den itibaren çekilen film uyarlamalarında çoğunlukla Eddie Constantine oynadığı için onunla özdeşleşmiş bir karakter. Öte yandan hikâye, her zaman olduğu gibi, Godard’ın sanatsal, felsefi ve politik meseleler üzerine tefekkürü için sadece bir araç niteliğinde. 60’ların sonuna doğru daha çok politikleşen yönetmen bu filmde sanatın, dilin, hafızanın rolüne ve gücüne, dahası ideoloji ve kültür ilişkisine odaklanır. Filmlerinde her alandan sanat eserine ve felsefi düşünceye göndermeler yapan Godard Alphaville’de Jean Cocteau, Charles Baudelaire, Henri Bergson ve Louis-Ferdinand Céline’den etkilenmiştir. Orson Welles’in Orsay Garı’nı benzer şekilde karanlık bir dünyaya dönüştürdüğü Dava (1962) filminin etkisinden de söz edilebilir.

Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi'nde otopark alanı mevcut değildir; dolayısıyla sitemizdeki haritada işaretlenmiş olan, civar otoparkları kullanabilirsiniz.


Toplu taşımayı tercih edecek ziyaretçiler, Kadıköy'den düzenli aralıklarla kalkan Bostancı dolmuşlarını kullanarak Hasırcıbaşı Caddesi'nin girişinde inebilirler. Sinematek/ Sinema Evi tabelalarını takip ederek 5 dakikalık yürüme mesafesindeki kurumumuza ulaşabilirsiniz. Yine aynı yöne ilerleyen İETT otobüsleriyle de Barış Manço durağında inip yönlendirme tabelalarını takip ederek kurumumuza ulaşmanız mümkündür.