Gösterim Tarihi: 04.05.2024 Cumartesi 18.30

Yönetmen: Markus Stein 
Senaryo: Ringo Rösener 
Katılanlar: Jürgen Baldiga, Timo Lewandovsky, Bernd Boßmann, Ulf Reimer, Birgit Baldiga

Almanya / 2024 / Almanca / 92 dk. / Renkli ve Siyah Beyaz / Türkçe, İngilizce Altyazılı

“Berlin’e geldiğinde sanatçı olmak istiyordu. Buna karar vermişti ama hangi sanat dalı olması gerektiğini henüz bilmiyordu.” Filmin yönetmeni Markus Stein, verdiği bir röportajda, Jürgen Baldiga’nın amacına ulaşmak konusundaki kararlılığından olağan bir şey gibi bahsediyor. Ancak Baldiga doğuştan şanslı olanlardan değildi. Essenlı bir maden işçisinin oğluydu. 1979 yılında Batı Berlin’e geldi. Aşçılık eğitimi almıştı ama sanatçı olmak yolunda şansını ilk önce şiirle denedi, kaldı ki bu filmin adı da onun bir şiirinden geliyor. Fakat Baldiga çok geçmeden esas uğraşını başka bir yerde, kendisinin de bir parçası olduğu altkültürde bulacaktı. “Tutkuların etrafına konuşlanmış darmadağın bir çevrede dibine kadar yaşamak... Seks işçileri, travestiler, akıl hastaları, alkolikler. Kendimi burada evimde gibi hissediyorum. Eğer ki tutunacak bir dünya varsa işte o bu.” Böylece Baldiga fotoğraf çekmeye başlar ama ilk zamanlar sadece insanların ayaklarını görüntüler, çünkü kamerayı yüzlerine tutmaya çekinir. Sonraları giderek gözlerine yaklaşır. İnsanlarla konuştukça çekingenlik sorununun ortadan kalktığının farkına varmıştır artık. Ortaya bir dizi hayranlık uyandırıcı ve sert fotoğraf çıkar. Söz konusu fotoğraflarda Baldiga arkadaşlarını, sevgililerini, çılgınca sevişmeyi, sokaktaki hayatı ve Berlin’in meşhur gey kulübü SchwuZ’da tanışıp seçilmiş ailesine dönüştürdüğü lubunyaları ve drag queen’leri gösterir. Diğer yandan, o yıllarda ölüm fermanı kabul edilen HIV pozitif olduğu gerçeğini de kimseden saklamaz. Günlükler tutar, kendi fotoğraflarını da çeker ve ölünceye değin HIV ile ilgili önyargılarla mücadele eder. 1993 yılında öldüğünde 34 yaşındadır. İlk gösterimi bu yıl Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde gerçekleşen belgesel, Jürgen Baldiga’nın radikal ve karmaşık yaşantısını tıpkı fotoğrafları gibi duyarlı ve samimi şekilde anlatıyor.