Gösterim Tarihleri: 11.11.2023 Cumartesi 18.30 / 10.12.2023 Pazar 18.30 / 20.01.2024 Cumartesi 18.30
Yönetmen: Howard Hawks
Senaryo: Jules Furthman, Leigh Brackett, B.H. McCampbell
Oyuncular: John Wayne, Dean Martin, Ricky Nelson, Angie Dickinson, Walter Brennan, Ward Bond, Estelita Rodriguez
ABD / 1959 / İngilizce, İspanyolca / 141 dk. / Renkli / Türkçe Altyazılı
Servetini haksız yollardan elde eden güçlü ve zengin Nathan Burdette’in işe yaramaz erkek kardeşi Joe bir gün kasabanın barında bir adamı vurarak öldürür. Bunun üzerine kasabanın şerifi Chance, eski yardımcısı Dude’un yardımıyla Joe’yu tutuklayıp hapse atmayı başarır fakat işin zor kısmı, kasabaya ulaşması altı gün sürecek bölge şerifine teslim edene dek onu içeride tutmaktır. Nathan’ın cömert ücretler ödediği bir ordu adamına karşılık Şerif Chance’in yanında iki yıldır alkolizmden mustarip eski yardımcısı Dude, yaşlı ve topallayan Stumpy, çok genç yaşına karşın iyi bir silahşör olan Colorado vardır. Silah kullanmasalar da otel sahibi Hispanik karı koca ve kumarbazlıktan başına ödül konmuş güzel Feathers da şeriften yanadır. Diğer bir deyişle şerifin işi şansa kalmıştır.
Yönetmenliğe 4 yıl ara veren Howard Hawks bu film için yeniden yönetmen sandalyesine oturduğunda 62 yaşındaydı ve çok tedirgindi. Oysa Roger Ebert’ın deyişiyle 141 dakika su gibi akar. Yaş farkına karşın Wayne ve Dickinson arasındaki aşk hikâyesi işler ve Dean Martin beklenmedik ölçüde dokunaklı bir oyunculuk sergiler. Kendi deyişiyle “John Wayne rolü”nü oynayan Wayne, söz ve hareketlerinden ziyade perdedeki varlığıyla oynar adeta. Filmde Howard Hawks’un alametifarikası olan, esprili baştan çıkarma sahneleri vardır. Beyaz olmayan karakterlerin stereotiplere hapsedilmesinin dönemin özelliklerinden biri olduğunu da ekleyelim.
Kahramanlar Şehri’ni, başrolünde Gary Cooper’ın yer aldığı McCarthyism dönemi kara liste alegorisi Kahraman Şerif (1952) filmiyle birlikte düşünmek gerekiyor çünkü Hawks ve Wayne’in filmi, 1952 yapımı filme cevap niteliği taşıyor. Kahraman Şerif’in senaristi Carl Foreman eski Komünist Partili bir Yahudi, yapımcısı ise arkadaşı Stanley Kramer. Bağımsız sinemacılar olarak birlikte kazandıkları başarının ardından Kramer Columbia ile sözleşme imzalar, ekipten Foreman ve yönetmen Fred Zinnemann United Artists’e borçlu oldukları son filmi çektikten sonra Kramer’a katılacaktır. Ne Foreman daha önce bir Western yazmış ne de Zinnemann Western yönetmiştir. Bir kısa öyküden uyarladıkları senaryoda Western klişeleri zaten yoktur. Onun yerine iyi çizilmiş karakterler, gerçekçi diyaloglar ve gerçek zamanlı akan bir gerilimle karşılaşırız.
Bütçe hayli kısıtlıdır. Gary Cooper ellisine gelmiş ve ekibin eleştirdiği stüdyo sistemini temsil etmektedir fakat isminin gişede hâlâ bir karşılığı vardır ve senaryoyu sevdiği için kendine göre düşük bir ücretle oynamayı kabul eder. Karşısında yirmi bir yaşında, henüz isimsiz ve çok ucuza çalışmayı kabul eden bir aktris yer alacaktır: Grace Kelly.
Cadı avı veya kızıl avı başladığında eski dostu ve iş ortağı Kramer, dahası çoğu meslektaşı tarafından yarı yolda bırakılan Foreman Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi’nde ifade vermeye çağrıldığında isim vererek kendini kurtarmayı reddeder. Hollywood’daki dostları, filmdeki Hadleyville kasabası halkı gibi, Foreman’ı gördüklerinde yüzlerini çevirir, tanımazlıktan gelir. Foreman, Kramer’ın projeyi iptal etmesinden korktuğu için filmde çalışan meslektaşlarına hikâyenin bir kara liste alegorisi olduğunu söylemez fakat Kramer’a, Foreman’ın komünistlikle suçlanması onu projeden çekmek için yeterli gelmiştir. Yıllar sonra yönetmen koltuğunda politik mesajlı bir dizi filme imza atacak olan Kramer neyse ki başarılı olamaz. Foreman ise süreci şu sözlerle anlatır: “Senaryoyu yazarken iş çılgınca bir hâl aldı çünkü hayat sanatı, sanat da hayatı taklit ediyordu. Hepsi aynı anda oluyordu. O adam oldum. Gary Cooper karakterine dönüştüm.”
John Wayne ve Howard Hawks, gişede beklenmedik bir başarı elde eden bu filmden nefret eder. Hawks, kasabada oradan oraya “kafası kesilmiş tavuk gibi” dolanan ve eşinin imdadına yetiştiği bir şeriften hazzetmez. Howard Hawks ile Hollywood’un önde gelen muhafazakârlarından, McCarthy cadı avının en büyük destekçilerinden ve Westernlerdeki erkeklik mitinin baş aktörlerinden John Wayne benzer bir hikâyeyi “olması gerektiği gibi” anlatmaya karar verirler: Başrolünde, korkusunu veya iç çatışmalarını belli etmeyen, kimseden yardım “dilenmeyen” gerçek bir kahraman, “John Wayne rolünde” John Wayne ile Kahramanlar Şehri. Wayne daha sonraları, “Hayatı boyunca gördüğü en Amerikan karşıtı şey” diyeceği Kahraman Şerif’in senaristi Carl Foreman’ın kara listeye alınarak ülkeden ayrılmasına katkı sağladığı için pişman olmadığını söyleyecektir.
Kimi eleştirmenlere göre film zaten bir Western değil, zorla eski Batı dekoruna yerleştirilmiş modern bir toplumsal dramdır. Yine de Wayne ve Hawks, erkeklikle ve kahramanlıkla böylesine özdeş bir janrın, toplumsal vicdanı ele almak üzere kullanılmasından; korkusunu belli etmekten çekinmeyen, yardım istemeyi bilen ve güçlü kadınlar karşısında incinmeyen bir erkekliğin sergilenmesine alet edilmesinden rahatsız olmuş gibidir.
Roger Ebert, 1972’de Wayne’le röportajı sırasında oyuncunun Kahraman Şerif’le ilgili sözlerini şöyle aktarır: “Eğer o şerifin yerinde ben olsaydım, o korkak pisliklerden o kadar tiksinirdim ki karımı da alıp, atımı eyerleyip basıp giderdim oradan.”
Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi'nde otopark alanı mevcut değildir; dolayısıyla sitemizdeki haritada işaretlenmiş olan, civar otoparkları kullanabilirsiniz.
Toplu taşımayı tercih edecek ziyaretçiler, Kadıköy'den düzenli aralıklarla kalkan Bostancı dolmuşlarını kullanarak Hasırcıbaşı Caddesi'nin girişinde inebilirler. Sinematek/ Sinema Evi tabelalarını takip ederek 5 dakikalık yürüme mesafesindeki kurumumuza ulaşabilirsiniz. Yine aynı yöne ilerleyen İETT otobüsleriyle de Barış Manço durağında inip yönlendirme tabelalarını takip ederek kurumumuza ulaşmanız mümkündür.