Gösterim Tarihleri: 15.05.2024 Çarşamba 20.00 / 08.06.2024 Cumartesi 14.00 / 23.06.2024 Pazar 18.30
Yönetmen: Sergey Parajanov, David “Dodo” Abashidze
Senaryo: Daniel Chonqadze, Vaja Gigashvili
Oyuncular: Veriko Anjaparidze, Tamari Tsitsishvili, Dudukhana Tserodze, Sofiko Chiaureli, Levani, David “Dodo” Abashidze, Zura Kipshidze
Sovyetler Birliği / 1985 / Gürcüce, Rusça / 86 dk. / Renkli / Türkçe Altyazılı
İstilacılara karşı savunma amaçlı inşa edilen Suram Kalesi bir türlü tamamlanamaz; sebebi anlaşılamayan bir şekilde her defasında yıkılır ve inşasına yeniden başlanır. Yine yıkım haberinin geldiği bir gün, genç ve hırslı serf Durmishkhan efendisinin kararıyla özgürlüğüne kavuşur. Ancak sevgilisi Vardo’yla evlenebilmek için onun özgürlüğünü de satın alması gerekir. Yollara düşen Durmishkhan, kendisi gibi eskiden serf olan Osman Agha’yla tanışır. İkisi de şartlar gereği Hıristiyanlıktan İslam’a dönmüştür. Durmishkan şimdi güçlü bir tüccar olan Osman Agha’nın zamanla sağ kolu olur, bir evlilik yapar ve Zurab adında bir oğlu olur. Zurab büyüyünce babasıyla birlikte çalışmaya başlar. Geride kalan Vardo yıllar içinde, tanınan bir kâhin olmuştur ve Suram Kalesi, nedeni anlaşılmaz bir şekilde yıkılmaya devam etmektedir. Kralın adamları son çare olarak, akıl danışmak için Vardo’ya gelir ve kalenin yıkılmaması için ne yapmak gerektiğini sorarlar. Suram Kalesi’nin yıkılmaması için sarışın, mavi gözlü, uzun boylu bir genç adamın kendini kale duvarına gömmesi gerekmektedir...
Suram Kalesi Destanı, Parajanov’un, 4 yılını hapiste geçirdiği 15 yılın ardından çektiği ilk filmdir. Film teklifi, 1982’de hapishaneden çıkmasından yalnızca haftalar sonra gelir. Narın Rengi’nden o yana çok şey değişmiştir. Gorbaçov döneminde “Glasnost” ve “Perestroyka” adı altında bir dizi şeffaflık politikası benimsenerek sistemi tıkayan sorunların çözümü amaçlanmıştır. Suram Kalesi Destanı, Tengiz Abuladze’nin Pişmanlık filmi ile birlikte bu görece özgürlük döneminin ürünüdür. Yine de filmin sorun yaşamaması amacıyla Dodo Abashidze’nin adı yönetmen olarak eklenir. Neyse ki filmin 1987’de Rotterdam Film Festivali’nde ödül alması, Parajanov için demir perdenin kalkmasını sağlar.
Bir Gürcü halk hikâyesi olan Surami Kalesi Destanı’nın çeşitli versiyonları bulunmakla birlikte en iyi bilineni, Daniel Chonqadze’nin 1860 tarihli novellasıdır. Yönetmen, bu kaynağa ek olarak, Sovyet döneminde yazılmış iki farklı öyküden vatanseverlik ve şehitlik motifleri alır: “Eğer bir ülkede kale duvarına canlı canlı örülebilecek kadar yürekli bir genç adam varsa, o ülkenin ve o halkın sırtı yere gelmez.” Filmde ulusal kimlik ve tarih temsili, çok uluslu Sovyet devletininkinden farklıdır; kültürün zenginliği özcülükten kaçınan, incelikli bir üslupla ele alınır.
Ortodoks, Müslüman ve pagan ritüellerin hep birlikte görüldüğü, İran ve Türk etkilerinin seçilebildiği filmde Gürcistan’ın görsel motiflerinin ağırlığı göze çarpar; dahası, Simon’un, Zurab’a Gürcü mitolojisi ve tarihini anlatırken kullandığı kuklalarda adeta cisimleşirler. Gerek zaman gerekse karakterlerin döngüsel işlediği filmde iki anlatı hattı, geçmiş ve günümüz iç içe geçmiştir sanki. Ortaçağ resimleri ile sinemayı yine harmanlayan Parajanov için, akademisyen Giorgi Gvakharia “bu filmde Tiflis’in ruhunu yakalamıştır” derken mübalağa etmez.
Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi'nde otopark alanı mevcut değildir; dolayısıyla sitemizdeki haritada işaretlenmiş olan, civar otoparkları kullanabilirsiniz.
Toplu taşımayı tercih edecek ziyaretçiler, Kadıköy'den düzenli aralıklarla kalkan Bostancı dolmuşlarını kullanarak Hasırcıbaşı Caddesi'nin girişinde inebilirler. Sinematek/ Sinema Evi tabelalarını takip ederek 5 dakikalık yürüme mesafesindeki kurumumuza ulaşabilirsiniz. Yine aynı yöne ilerleyen İETT otobüsleriyle de Barış Manço durağında inip yönlendirme tabelalarını takip ederek kurumumuza ulaşmanız mümkündür.