Gösterim Tarihleri: 24.05.2024 Cuma 20.00 / 14.06.2024 Cuma 20.00 / 30.06.2024 Pazar 18.30
Yönetmen: Sergey Parajanov
Senaryo: Ivan Chendej, Mykhailo Kotsiubynsky, Sergey Parajanov
Oyuncular: Ivan Mikolaychuk, Larisa Kadochnikova, Tatyana Bestayeva, Spartak Bagashvili, Nikolay Grinko
Sovyetler Birliği / 1965 / Ukraynaca / 95 dk. / Renkli / Türkçe Altyazılı
Karpat Dağları’nda küçük bir Hutsul köyünde birbirine yıllardır düşman iki aile vardır. İki ailenin çocukları Ivan ve Mariçka ise düşmanlık bilmezler. Mariçka’nın babası Ivan’ın babasını öldürdüğü hâlde onlar çocukluklarında başlayan aşklarını yıllar boyu büyütür. Erişkin olduklarında Ivan, evlenmeleri için gereken parayı biriktirmek amacıyla çalışmak üzere uzaklara gider. Ne var ki Mariçka’nın beklenmedik ölümüyle birlikte bu dünya onun için anlamını yitirecektir.
Unutulmuş Ataların Gölgeleri, Ukraynalı yazar Mihalio Kotsiyubinskiy’nin 1912 tarihli romanının uyarlaması. Yazarın kızı, babasının yüzüncü doğum yıl dönümü vesilesiyle romanın sinemaya uyarlanması için Dovzhenko Film Stüdyosu’yla anlaşır. Projenin Parajanov’a verilmesiyle birlikte, kırk yaşındaki yönetmen, sanatsal duyarlılığına uygun bir edebî kaynak bulmuş ve halk kültürüne ilgisini perdeye yansıtma fırsatı yakalamış olur. Çarlık karşıtı Kotsiyubinskiy’nin Ukrayna dili ve kültürünü geliştirme ülküsü, 1960’ların aydın kesimlerinde zaten yankı bulmuştur. Renklere “bir ressamı andıran” ilgisi ve dilinin “müzikal” niteliği de yazar ile yönetmeni birbirine bağlayan diğer özelliklerdir.
Parajanov, roman için şöyle der: “Güzellik, ahenk ve sonsuzluğa dair bu berrak duyguya âşık oldum. Doğanın sanat, sanatın doğa içine geçtiği o hattın duygusu.” Bu film projesinden yıllar önce dahi “doğrudan halk şiiri ve mitolojisi ile çalışarak dışavurumsal bir yapı yaratmak” istediğini, “halk ‘bakış açısı’nı bir müzenin makyaj kaplaması olmadan vermek” istediğini söyleyen yönetmen Unutulmuş Ataların Gölgeleri’ni çekerken “Edebiyat, tarih, etnografi ve felsefeyi tek bir sinemasal imgede bir araya getirebilmek için kendimizi kasıtlı olarak malzemeye, onun ritmine ve tarzına adadık” der.
Bugün bile Ukrayna büyülü gerçekçi sinemasının en iyi örneklerinden, uluslararası arenada Ukrayna sinemasını temsil eden filmlerden biri olan Unutulmuş Ataların Gölgeleri Parajanov’a uluslararası ün kazandıran, ilk büyük filmi olur. Yalnızca yönetmen ve kameramanı Yuri Ilienko değil, filmden önce Sovyetlerde tanınmayan ekip ve oyuncular da üne kavuşur. Sevdiğiyle birlikte ölmeyip bu dünyada kalıp yaşamaya mecbur olan, ancak sevdiğiyle bir olmayı arzulayan Ivan’ın “Romeo gibi, Tristan gibi, Ferhat gibi” olması, uluslararası sinema seyircisinde yankı bulmuştur.
Ne var ki film, Sovyet hükümetinin onayladığı sosyalist gerçekçi tarza son derece aykırıdır. Ukrayna’nın dinsel ve folklorik unsurlarına; haçlara, kuzulara, mezarlara ve ruhlara yer veren filmde renkler dahil olmak üzere her şey simgeseldir. Dahası, anlatı değil mit düzeyinde işlemek amacıyla, hareketli kamera ve canlı renk deneyimleri de seyircinin algısını kasten sarsar.
Parajanov, 1988’de Ron Holloway’e verdiği röportajda şunları söyler: “Bakanlık, benden, filmin Rusça dublajlı bir versiyonunu yapmamı istedi. Oysa film yalnızca Ukraynaca değil, aynı zamanda Hutsul lehçesiyle çekildi. Filmin Rusça dublajını yapmamı istediler ama ben kategorik olarak reddettim.”
Hutsulların maneviyatı ve zengin geleneklerinin anlatıya ustaca işlendiği filmin başrolleri haricinde rol alanlar bizzat Hutsul yerlileridir. Hutsullar tarih boyunca zulümlere maruz kalmış olsalar da doğayla bağlarını hiç koparmamışlar, pagan bayramlarını hâlâ kutlamaktadırlar. Filmde oynayan Hutsullar çekimler sırasında her şeyin gerçeğe uygun olmasında ısrar eder. Çekilecek sahneye göre kendileri giyinen yerliler, aktrislerin manikürlü tırnakları karşısında dehşete kapılır; tabut taşımaları gereken sahnede tabutun içinde gerçek bir insan, hatta ölen karakterle aynı isimde ve ona benzer karakterde bir insan olmasını ister ve ancak o zaman ağıtlar yakarak tabutu taşırlar. “Trembita” adı verilen müzik aletlerini çalmak üzere stüdyoya girmeden önce geleneksel kıyafetlerini giyer ve müzik aletlerini taze çiçeklerle süslerler. Filmin müziği, Hutsul halk müziği ile ilhamını ondan alan orkestra müziğinin bileşimidir.
Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi'nde otopark alanı mevcut değildir; dolayısıyla sitemizdeki haritada işaretlenmiş olan, civar otoparkları kullanabilirsiniz.
Toplu taşımayı tercih edecek ziyaretçiler, Kadıköy'den düzenli aralıklarla kalkan Bostancı dolmuşlarını kullanarak Hasırcıbaşı Caddesi'nin girişinde inebilirler. Sinematek/ Sinema Evi tabelalarını takip ederek 5 dakikalık yürüme mesafesindeki kurumumuza ulaşabilirsiniz. Yine aynı yöne ilerleyen İETT otobüsleriyle de Barış Manço durağında inip yönlendirme tabelalarını takip ederek kurumumuza ulaşmanız mümkündür.