EN



Bedenin Ötesinde - Mania Akbari
04.06.2023, Pazar
13:45
Moderasyon ve çeviri: Tülay Türken

Bedenlerimiz tarihsel, bilimsel, genetik ve sosyal hafızalarıyla şekillenen bir yaşam sürer. Peki bu hatıralar makinelerle etkileşim içinde olduğumuz günümüzde nasıl şekillenir? Bedenlerimiz tarafından üretilen makineler aynı zamanda bedenlerimizi mi üretir? Lacan ve Freud, bir zamanlar bireysel psikoterapiye inanmıştı ama bugün bireyin iyileşmesi daha geniş bir sosyopolitik iyileşme ile mümkündür. Bunun nedeni, çağımızın insan öznesinin gezegenin öznesi, global birey haline gelmiş olmasıdır. Biz bedenlerimiz değilizdir ama bedenlerimizin içinde var oluruz. İnsan organları, çeşitli durumlarla karşılaşarak merkezleştiği zaman yeni politik hareketler ortaya çıkar. İnsan bedeninin en derin kısmında derimiz, en uzak kısmında ise jeopolitik sınırlar vardır. Çağdaş bedenler aynı anda en derindekini ve en uzaktakini içinde taşır ve kendi içsel jeopolitik sınırlarıyla sosyalleşir. Peki, çağdaş düşünce, sosyal ve politik bir karşılaşmayla bireyin ötesine geçtiğinde sınırlar ve derinlikler üzerinde nasıl genişler? İki organın dansı iki politik bedenin dansıdır.

Mania Akbari – Biyografi

Dünyaca tanınmış feminist sanatçı ve sinemacı Mania Akbari, İran’daki underground sanat çevrelerinde ilgi gören resim çalışmalarının ardından dijital dönemde sinemaya yöneldi. Sinema yolculuğunda beden politikalarına odaklanan sanatçı, kadının bakış açısını yansıtan kişisel hikayeler aracılığıyla bedensel baskı ve acıya karşı eleştirel duruşu cesaretlendirmeyi hedefliyor. Kadın olarak tanımlanan bedenlerin sosyo-politik travmatizasyonuyla ilgilenen yönetmen, gizli kalmış tarihsel/kültürel belleği ortaya çıkararak yaşanmış deneyimi bir direniş eylemine dönüştürmeyi ve travmanın nesiller arası aktarımını incelemeyi amaçlıyor.

Akbari, kamerayla beden arasında kurduğu ilişkide bedeni bir metafor, ataerkil statüskoya karşı devrimci güç taşıyan politik bir mesaj olarak görüyor.  Sağaltıcı bir yaklaşımla paylaşımcı ve katılımcı bir sanat pratiği oluşturmak üzere kadınlarla çalışırken, onların bedenlerinin toplumda nasıl konumlandırıldığını, nasıl değerlendirildiğini sorguluyor ve bedenlenmiş hafıza ile toplumsal cinsiyete dayalı şiddet arasındaki ilişkiyi araştırıyor.

Cinsel taciz, kürtaj, hamilelik, hastalık, beden imajı, toplumsal cinsiyet ve cinsellik vakalarına dair anlatılara dayanan filmleri aracılığıyla geçmişle bugün, travma ile iyileşme arasında diyaloglar üretiyor.

Heteronormatif sosyalleşmeye şiddetle karşı duran yönetmen, kendine özgü sineması aracılığıyla kişisel ve ulusal tarihe bakışımızı sorguluyor ve kadınların konuşarak, paylaşarak, dinleyerek bedenlerinin kontrolünü yeniden kazanmalarını sağlayacak yeni yollar geliştiriyor.

Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi'nde otopark alanı mevcut değildir; dolayısıyla sitemizdeki haritada işaretlenmiş olan, civar otoparkları kullanabilirsiniz.


Toplu taşımayı tercih edecek ziyaretçiler, Kadıköy'den düzenli aralıklarla kalkan Bostancı dolmuşlarını kullanarak Hasırcıbaşı Caddesi'nin girişinde inebilirler. Sinematek/ Sinema Evi tabelalarını takip ederek 5 dakikalık yürüme mesafesindeki kurumumuza ulaşabilirsiniz. Yine aynı yöne ilerleyen İETT otobüsleriyle de Barış Manço durağında inip yönlendirme tabelalarını takip ederek kurumumuza ulaşmanız mümkündür.