Gösterim Tarihleri: 18.05.2024 Cumartesi 18.30 / 05.06.2024 Çarşamba 20.00 / 23.06.2024 Pazar 14.00

Yönetmen: Harry Kümel
Senaryo: Jean Ferry, Jean Ray (roman)
Oyuncular: Mathieu Carrière, Susan Hampshire, Orson Welles, Michel Bouquet

Belçika, Fransa, Batı Almanya / 1971 / Felemenkçe / 125 dk. / Renkli / Türkçe Altyazılı
 

Ünlü İngiliz sinema yazarı ve tarihçisi David Thomson’ın deyimiyle “üzerine çok konuşulmuş ama o kadar izlenememiş” Malpertuis, zaman içerisinde yeniden keşfedilip değeri teslim edilen filmlerden.

Jean Ray’in aynı adlı fantastik romanından uyarlanan film, Jan isimli genç bir denizcinin uzun zamandır uzak kaldığı şehrine geri dönmesiyle başlar. Kardeşi Nancy’yi ararken Jan’ın yolu zengin ama aile içerisinde iyi bir şöhrete sahip olmayan amcası Cassavius’un malikânesi Malpertuis’e düşer. Yatalak ve ölmeyi bekleyen Cassavius’un etrafını mirasından faydalanmak isteyen bir grup kişi sarmıştır. Nihayet gün gelip mirasın koşulları açıklandığında hepsi şaşırır. Mirastan faydalanmak için malikâneyi hiç terk etmeden, hep beraber Malpertuis’te yaşamaları gerekmektedir. Jan, hep beraber hapsoldukları Malpertuis’in gizemini çözmeye çalışırken, diğer varisler rakiplerini elemeye kararlıdır.

İlk gösterime girdiğinde yanlış bir tercihle düz bir korku filmi olarak pazarlanmaya çalışılan, hatta Amerika’da Lanetli Evin Efsanesi adı verilen Malpertuis, bir de dağıtımcıların müdahalesiyle kısaltılınca ne eleştirmen ne de seyircileri tatmin edebilmiştir. Altın Palmiye için yarıştığı Cannes Film Festivali’ndeki gösteriminden başlayarak filmin etrafını saran talihsizlik, ancak 2000’li yıllarda Kümel’in onayladığı yönetmenin kurgusu izlenebildiğinde dağılır. Hayal ve gerçek kadar farklı zaman dilimleri arasında da gidip gelen bu gerçeküstü fantezi, gerek anlatısındaki sürprizler gerekse farklı metinlere yaptığı referanslarla günümüzün seyircisine kuşkusuz daha çok hitap etmektedir.

Filme adını veren malikâneyi başlı başına bir karaktere dönüştüren göz alıcı sanat yönetimi ve masalsı tonu vurgulayan görüntü yönetimi Kümel’in filmini şık ve gösterişli kılan unsurların başında gelir. Her ne kadar kendi sesini duyamayacak olsak da, film boyunca yattığı yataktan hiç kalkmayan ama karizmasından hiçbir şey kaybetmeyen, Cassavius rolündeki Orson Welles’i de unutmamak gerek elbette.